“Kimse pazardan domates,, galeriden araba, petrolden akaryakıt almasın fiyatlar bir haftada düşer” diyeceğinize; “siyasiler başta olmak üzere kimse rüşvet yemesin, hırsızlık yapmasın, adam kayırmasın, ihaleleri yandaşlara vermesin” deseydiniz ülke çok daha güzel yerlere gelirdi.
“Kimse ev almasın, kafelere - çay bahçelerine gitmesin, mobilya almasın” diyeceğinize, “üretime ağırlık verilsin, çiftçiler desteklensin, özellikle belediye kurumlarında ısrafa son verilsin, tarım arazileri imara açılmasın” deseydiniz ülke çok daha güzel yerlere gelirdi.
“Kimse mağazalardan kıyafet, bayilerden telefon, ciğerciden ciğer yemesin” diyeceğinize (bunu kendim uydurdum) kendi teknolojik ürünlerimizi imal edelim, dışarıya bağımlı olmayalım, istihdama ağırlık verelim, insanlarımızı ayırımsız kucaklayalım, eşit davranalım, BOP’a hizmet etmeyelim” deseydiniz sadece ülkemiz değil tüm dünya rahat ederdi.
Ama biz oy verdiğimiz partiye tıpkı tuttuğumuz takım gibi toz kondurmazsak, devlet malı deniz yemeyen keriz mantığıyla hareket etmezsek, işe gitmeden ATM memuru gibi maaş almasak, “bunlar bizden” deyip ses etmezsek, kendi hatalarımızı yanlışlarımızı başkalarına yüklersek ve bu kafaya yaşamaya devam edersek her geçen gün daha geriye gitmemiz kaçınılmazdır. Durum ortada.
Kaygılarımla