Şanlıurfa’da külünce mesaisi başladı. İl genelinde bulunan birçok fırınların birçoğu sahur vaktine kadar vatandaşların getirdikleri külünçe’leri pişiriyor. Evlerde büyük özenle hazırlanan külünçe’ler ev halkı tarafından yakında bulunan fırınlara götürülerek birkaç saatlik zahmetli yapım aşamasını tamamladıktan sonra misafirlere ikram edilmek üzere kilerdeki yerini alıyor.Zahmetli ve bir o kadar lezzetli külünçe’nin uzun süre taze kaldığını belirten Şanlıurfalı vatandaşlar; “Bizler atalarımızdan bizlere kalma bayram çöreği külünçe’yi her bayram öncesinde adeta bir şölen havasında hazırlarız.Bin bir zahmet gerektiren külünçe’nin hazırlanıp sunum aşamasına gelmesi hemen hemen bir günü bulmakta. Önceden alınan malzemeler hamur aşamasının ardından uzunca bir süre mayalanmaya bırakılması ve ardından bunların yine aynı özenle açılıp çörekler haline gelmesinin ardından bu defa fırınlama işlemleri ile birlikte toplam bir günümüzü almakta.Fakat bunca zahmete bu nimet için katlanılır diye bizlerde Urfalı aileler olarak geçmişten bu güne bizlere atalarımızdan kültürel bir mutfak mirası olarak kalan külünçe’yi yaparak bayram günlerinde misafirlerimize ikram ediyoruz.” şeklinde konuştular.
Şanlıurfalıların geçmişten bu güne bayramlarda misafirlerine ikram ettiği külünce hakkında neler biliniyor? Külünce nasıl yapılır? İşte Şanlıurfa külünçe’si hakkında bilinmesi gerekenler.Şanlıurfa) Külünçe’si yörenin ünlü fırıncılık mamullerinden olup tarihi kayıtlarda yeri bulunmaktadır. Bu sebeple Urfa mutfağının önemli zenginliklerdendir. Günümüze kuşaklar boyunca aktarılarak ulaşmıştır. Üründe kullanılan malzemelerin oluşturduğu farklılık ile birlikte tahta kalıplar ile süslemesi sadece lezzet değil görselliği ve sunumu da ön plana çıkaran özel bir üründür. Urfa (Şanlıurfa) Külünçesi’nin yapımı ustalık gerektirmektedir.Urfa (Şanlıurfa) Külünçesi yöre adı bilinirlik kazanmış önemli hamur işleri arasındadır. Tatlı ve tuzlu olarak iki çeşitte yapılır. Her ikisinin üretim metodu aynıdır. Urfa'nın M.S. 494-507 yıllarını anlatan Mar-Yeşua Vakayinamesi kitabında Amid (Diyarbakır) kuşatmalarında 40 bin askerin aylarca ekmek ve peksimet ihtiyacı Urfa'dan karşılandığı, Amid'in muayyen zamanlarda kuşatıldığı yazılıdır.Bu kuşatmalarda ordunun tüm ekmek ve peksimet ihtiyaçlarını yine Urfa'nın karşıladığına dair geniş bilgiler bulunmaktadır. Uzun yılların kültürel birikimi ve ustalık ile günümüze ulaşan Urfa (Şanlıurfa) Külünçesi yörenin önemli değerlerindendir. Bu sebeple Ramazan aylarında sahur vaktinde, özel günlerde ve misafir ikramlarında sunulmaktadır.Üretim metodunda hamurdan parçalar alınıp, yumak yapılır ve yuvarlak şekil verilir. Hamurun yuvarlak şekline “külünçe”, yuvarlağın bıçakla dörde bölünerek oluşturulan üçgen şekline de “peksimet” denir. Ancak günümüzde genel olarak her iki şekline de “külünçe” ifadesi kullanılabilmektedir. Külünçe (peksimet) Nakışı: Tahta üzerine çiçek ya da çok çeşitli şekillerin oyulmuş olduğu tahta kalıplardır. Tahta kalıplar hamurun üzerini süslemek amacıyla kullanılmaktadır. Külünçe Bazısı (merdane): Düz veya çizgili olarak oyulmuş ve hamur açmaya yarayan silindir araçtır. Sadeyağ: Yörede yetişen ivesi koyunlarının sütlerinden elde edilen sadeyağdır. Külünçe Dermeni: Mahlep (Prunus mahaleb), çemen (Trigonella foenum-graecum), tarçın (Cinnamomum), muskat (Myristica), karanfil (Syzgium aromaticum / Eugenia caryophyllata), rezene (Foeniculum vulgare) baharatlarının karışımıdır. Küncü: Susamın yöresel adıdır. Kara Havuç: Çörek otunun (Nigella sativa) yöresel adıdır.

