Kuraklık tehlikesi tüm dünyayı etkisi almış durumda bulunuyor. Yaşanan bu sorun sonrası çiftçiler kara kara düşünüyor. Uzmanlar da bu süreç ile ilgili yapılması gerekenleri sıralıyor. Çiftçilere tavsiye ve yetkililere çağrıda bulunan Melik, şunları söyledi:” Şanlıurfa kuraklık kuşağında sadece ilimiz değil bölgede. Mardin, Diyarbakır illerinde kuraklık kuşağındalar. Her 3 ilimizin de tarımsal potansiyeli çok yüksek Urfa 11 milyon tarımsal işlenebilir. Tarımsal arazisi ile Türkiye'de ilk beşe giren illerimizden biri. Hal hazırda Urfa'da üç buçuk milyon dönüm sulanmaktadır. Bunu 3 buçuk milyon Atatürk Barajı, kanal sulaması, basınçlı sulama sistemi sulanmaktadır. Yaklaşık olarak bir milyon yedi yüz dölümü ise kuyularla çiftçilerin ve üreticilerin kendi imkanlarıyla kazmış oldurdukları derin kuyularla sulanmalı.“BİR AN ÖNCE MALİYETLERİ DÜŞÜRMEMİZ GEREKİYOR”
Dolasıyla ilimizde son iki yılda üç yıldır da kurak yaşanmak da özelliklede kuru alanlarda, sulanmayan alanlarda ciddi anlamda kuraklık yaşanmıştır. İlk yıl mercimekte yüzde 90 oranında yaşandı. Hububat ise yüzde 75 oranında yaşandı. Arpada ise yüzde 85 oranında kuraklık yaşanmıştı. Geçen yılda buna benzer kuraklık yaşandı. Bu 2023 yıl Tarım sezonunda ilimizde Urfa’da hububatta yaklaşık olarak üç milyon dönüm hububata ekilmiş .Bir buçuk dönüm mercimek ekilmiş , sekiz elli dönüm ise arpa ekilmiş. DEDAŞ’ın sulamaların birçoğu enerji ile sulandığı için sınırlandırmış ve enerji maliyetleri de çok yüksek olduğu için üreticilerimiz ve çiftçilerimiz arazilerini yani hububatını merceğini, arpasını sulamadan kaçınıyorlar; çünkü maliyetiler çok yüksek bir an önce maliyetleri düşürmemiz gerekiyor.”“TÜRKİYE, SU FAKİRİ OLAN BİR ÜLKE”
Sulamada aslında diğer tarımsalda maliyetleri düşürmek gerekiyor. Sulamada ise diyelim ki çiftçi bir veya üç su vermesi gerekiyorken buğdaya ve arpaya iki su vermesi gerekiyor. Enerji maliyeti yüksek olduğu için bir su vermemektedir. Bu da rekolte düşüklüğe neden olmaktadır. Şimdi Urfa’da hal hazırda altı bin ruhsatlı yer altı kuyularımız vardır. Bir o kadar da ruhsatsız yer altı kuyularımız vardır. Tabi depremin de etkileriyle ve kaçak gelişi güzel kazılan yer altı kuyuları maalesef bur da tükenmişlik söz konusu, yani yer altı kaynaklarımızda artık yavaş yavaş tükenmektedir . Ciddi önlemler alınması gerekir. Yetkililerin özellikle Devlet Su İşleri'nin ciddi önlemler alması gerekir. Biran önce önlemler alması gerekir. Çünkü Türkiye su zengini bir ülke değildir. Tam tersi su fakiri ülkedir. Suyu doğru ve zamanında kullanmamız gerekiyor. Maalesef geçen yılda iktidar partisine mensup bir milletvekilinin baskısıyla geçen yıl Devlet Su işleri Harran Ovasına, Akçakale’ye suyu erken bıraktı. Bu sene yine Atatürk Barajı'na doluluk oranı yüz otuz beş olmasına rağmen suyu 15-20 gün erken bırakmışlardı. Bu da tarımsal açıdan çok vahim bir şey, yani on beş yirmi gün daha sulama suyunun tarımsal anlamında geç bırakılabilirdi.“BASINÇLI SULAMA YÖNTEMİNE GEÇİLMELİ”
“İlimizde yetiştirilen pamuk ve mısır çok su tüketimi isteyen ürünlerdendir. Tabi alternatif ürünler oluşturulabilir veya kuraklığa dayanıklı ürünler oluşturulabilir.” diyen Melik, şöyle konuştu:”Acilen basınçlı sulama sistemleri geçilmesi gerekir. Harran Ovası'nda basınçlı sulama sistemi geçilmesi gerekir. Basınçlı sulama sistemleri geçilirken dolayısıyla enerji israfı olacağı için enerjide ciddi indirimler yapılmalı insanlar sağlıklı bir şekilde sulaya bilsin. Yani bugün siz Harran Ovası'nda işte cazibe sulamayla yaptığınız sulamayla basınçlı sulamaya dönüştürdüğünüzde en az yüzde 50-60 bir su sarfiyatını önlemiş olacak.''TOPRAKLARIMIZ SURİYE’YE TAŞINIYOR”
Bir an önce Harran Ovası'nın Akçakale sulama arazilerinde basınçlı sulama sistemine geçilmesini talep ediyoruz, bunu da yaklaşık maliyeti bir milyar doların üstündedir. Türkiye Cumhuriyeti için bir milyar bir şey değil çünkü. Biz biraz önce söyledim su fakiri bir ülkeyiz artı birde vahşi sulama ile cazibe sulamayla verimli, su verimli topraklarımız heba oluyor. Ve tahliye kararlarıyla Suriye taşınmış oluyor. Verimli topraklarımız yetkilerin ciddi önlemler alınması gerekiyor. Radikal önlemler alınması gerekiyor..”
Dolasıyla ilimizde son iki yılda üç yıldır da kurak yaşanmak da özelliklede kuru alanlarda, sulanmayan alanlarda ciddi anlamda kuraklık yaşanmıştır. İlk yıl mercimekte yüzde 90 oranında yaşandı. Hububat ise yüzde 75 oranında yaşandı. Arpada ise yüzde 85 oranında kuraklık yaşanmıştı. Geçen yılda buna benzer kuraklık yaşandı. Bu 2023 yıl Tarım sezonunda ilimizde Urfa’da hububatta yaklaşık olarak üç milyon dönüm hububata ekilmiş .Bir buçuk dönüm mercimek ekilmiş , sekiz elli dönüm ise arpa ekilmiş. DEDAŞ’ın sulamaların birçoğu enerji ile sulandığı için sınırlandırmış ve enerji maliyetleri de çok yüksek olduğu için üreticilerimiz ve çiftçilerimiz arazilerini yani hububatını merceğini, arpasını sulamadan kaçınıyorlar; çünkü maliyetiler çok yüksek bir an önce maliyetleri düşürmemiz gerekiyor.”“TÜRKİYE, SU FAKİRİ OLAN BİR ÜLKE”
Sulamada aslında diğer tarımsalda maliyetleri düşürmek gerekiyor. Sulamada ise diyelim ki çiftçi bir veya üç su vermesi gerekiyorken buğdaya ve arpaya iki su vermesi gerekiyor. Enerji maliyeti yüksek olduğu için bir su vermemektedir. Bu da rekolte düşüklüğe neden olmaktadır. Şimdi Urfa’da hal hazırda altı bin ruhsatlı yer altı kuyularımız vardır. Bir o kadar da ruhsatsız yer altı kuyularımız vardır. Tabi depremin de etkileriyle ve kaçak gelişi güzel kazılan yer altı kuyuları maalesef bur da tükenmişlik söz konusu, yani yer altı kaynaklarımızda artık yavaş yavaş tükenmektedir . Ciddi önlemler alınması gerekir. Yetkililerin özellikle Devlet Su İşleri'nin ciddi önlemler alması gerekir. Biran önce önlemler alması gerekir. Çünkü Türkiye su zengini bir ülke değildir. Tam tersi su fakiri ülkedir. Suyu doğru ve zamanında kullanmamız gerekiyor. Maalesef geçen yılda iktidar partisine mensup bir milletvekilinin baskısıyla geçen yıl Devlet Su işleri Harran Ovasına, Akçakale’ye suyu erken bıraktı. Bu sene yine Atatürk Barajı'na doluluk oranı yüz otuz beş olmasına rağmen suyu 15-20 gün erken bırakmışlardı. Bu da tarımsal açıdan çok vahim bir şey, yani on beş yirmi gün daha sulama suyunun tarımsal anlamında geç bırakılabilirdi.“BASINÇLI SULAMA YÖNTEMİNE GEÇİLMELİ”
“İlimizde yetiştirilen pamuk ve mısır çok su tüketimi isteyen ürünlerdendir. Tabi alternatif ürünler oluşturulabilir veya kuraklığa dayanıklı ürünler oluşturulabilir.” diyen Melik, şöyle konuştu:”Acilen basınçlı sulama sistemleri geçilmesi gerekir. Harran Ovası'nda basınçlı sulama sistemi geçilmesi gerekir. Basınçlı sulama sistemleri geçilirken dolayısıyla enerji israfı olacağı için enerjide ciddi indirimler yapılmalı insanlar sağlıklı bir şekilde sulaya bilsin. Yani bugün siz Harran Ovası'nda işte cazibe sulamayla yaptığınız sulamayla basınçlı sulamaya dönüştürdüğünüzde en az yüzde 50-60 bir su sarfiyatını önlemiş olacak.''TOPRAKLARIMIZ SURİYE’YE TAŞINIYOR”
Bir an önce Harran Ovası'nın Akçakale sulama arazilerinde basınçlı sulama sistemine geçilmesini talep ediyoruz, bunu da yaklaşık maliyeti bir milyar doların üstündedir. Türkiye Cumhuriyeti için bir milyar bir şey değil çünkü. Biz biraz önce söyledim su fakiri bir ülkeyiz artı birde vahşi sulama ile cazibe sulamayla verimli, su verimli topraklarımız heba oluyor. Ve tahliye kararlarıyla Suriye taşınmış oluyor. Verimli topraklarımız yetkilerin ciddi önlemler alınması gerekiyor. Radikal önlemler alınması gerekiyor..”