Eğitimde Şanlıurfa'nın sırrı ortaya çıktı! Sanayi artık "Ödül" mü sayılıyor?
Şanlıurfa’nın eğitimdeki başarısızlığı gündemde kalmaya devam ediyor. Ancak bu kez, tartışmalar Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Faruk Yıldıztekin’in sanayi hakkındaki çarpıcı açıklamalarıyla alevlendi. Katıldığı bir programda Yıldıztekin’in sanayiyi "ödül" olarak tanımlaması, eğitim camiasında şok etkisi yarattı.
Türkiye’nin ortalama eğitim seviyesi sıralamasında 78. sırada yer alan Şanlıurfa’da, Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Faruk Yıldıztekin, katıldığı bir televizyon programında, gençlerin ders çalışması yerine sanayiye yönlendirilmesini teşvik eden ifadeler kullanması Urfa’nın eğitimdeki durumunun neden bu kadar kötü olduğunu gözler önüne serdi.
Programda sunucunun, "Veliler, ‘Çalışmazsan seni sanayiye göndereceğim’ diyerek sanayiyi bir ceza olarak gösteriyor. Çocuklar da çalışmazsam annem, babam beni sanayiye gönderecek diye düşünüyor. sanayi bir ceza olabilir mi?" şeklindeki sorusuna Yıldıztekin'in cevabı dikkat çekiciydi. “Sanayi ceza olmamalı, olsa olsa ödül olur. Geleceğine ‘altın bir bilezik’ olur, ışık olur…” şeklinde yanıt veren Yıldıztekin, sanayiyi öve öve bitiremedi.
EĞİTİMSİZLİK Mİ, MESLEK EĞİTİMİ Mİ?
Yıldıztekin’in bu sözleri, ortalama eğitim seviyesinin oldukça düşük olduğu Şanlıurfa’da tepki çekti. Gençleri erken yaşta sanayiye yönlendirmenin eğitimdeki açığı daha da derinleştirebileceği endişesi doğarken, bu yaklaşımın bölgede geleceğe dair umutları zayıflatacağı düşünülüyor.
Bu açıklamalar, kentte eğitim politikalarının sorgulanmasına neden oldu. “Sanayiyi ödül olarak gören bir yetkili, acaba kendi çocuklarını da bu ödüle layık görüyor mu?” sorusu ise akıllarda yer etti. Eğitim reformlarına ihtiyaç duyulan bir şehirde, çocukların erken yaşta sanayiye itilmesi mi yoksa onlara daha iyi bir gelecek sunacak eğitimi sağlamak mı öncelikli olmalı?
ŞANLIURFA’NIN KADERİ CEHALET Mİ, MESLEK Mİ?
Eğitimdeki eksiklikler, gençlerin sanayiye itilmesini “ışık” olarak gören bir bakış açısını doğurmuş olabilir. Ancak Şanlıurfa’nın geleceği için bu bakış açısının sonuçları, gençlerin potansiyelini sınırlayan bir döngüye dönüşebilir. Eğitimdeki boşlukların sanayiye yönlendirme ile doldurulması mı, yoksa gençlere daha geniş ufuklar açacak bir eğitim modeli mi gerekli?
Tartışma süregeldikçe, bölgedeki eğitim politikaları ve bu politikaların çocukların geleceğine nasıl etki edeceği soruları gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.